7 Şubat 2011 Pazartesi

bir kere kar yağarken


 Islak,huzursuz saatlerdi.Kararlaştırılmış saate geç kalanları beklemiyordu üstelik.Dikilmekten sıkılmışlara sırıtarak.öylesine.karmaşık değil.ısınmak için girenleri itici bulurken,o ezberlediği dizeleri aklından geçirip kitlendiği kelimeyi bulamadığı için koşuşturuyordu raflarda...Islak eldivenlerini  sıcağın rehavetiyle çıkarırken gözleri Fransız edebiyatının 2.rafında,sağdan 3.kitabı (yerinin değişmediğini umarak) aradı.Çağdaş aşk romanlarına küfrederken,uzandığı kitap çelişiyordu.Hayır,hayır tabi ki..Yalnızca sonunu açıp,''türünün yüz karası,fare yiyemeyen kedi''yi hatırlamak için eline alıyordu.Boris Vian,ona fazlaydı.''yaşamda önemli olan,her şey için bir yargıya varabilmektir.'' diyordu adam.bu ona ağır geliyordu.Abarttığını hissetti.raflardan sakince uzaklaştı.kimsenin bilmediği rutinine dönerek, garip anlatımını beğendiği ''sevgili arsız ölüm''ü eline aldı.kimilerine anlamsız geldiğini bilerek,bundan müthiş haz duyarak masalsı romana kaldığı yerden devam etti..

Hiç gerçekçi bulmadığı gerçekleri eleştirirken fantastik yollar denemeyi, ''İsa sizi seviyor'' diyerek kandırmayı öyle istedi ki...Tedirgindi,soğuğa çıkarken,havada uçuşan beyaz notaları görene kadar.Kar, onun için seremoniden farksızdı.Duygulanır,gereksiz heyecanlanırdı.Kardı alt tarafı..Yalın,soğuk,biraz mutlu,biraz beyaz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder