18 Nisan 2011 Pazartesi

huylar suylar

Kapı açmak bana dünyanın en üşenilecek eylemi gibi gelir.Üşendiğim konuşmak değil oysa, her yaş grubundan,her cinsiyetten(!) insanla rahatça iletişim kurabileceğimi düşünürüm.Garip garip triplere giriyorum kapı çalınca.Çalan müziği kapatıp evde yokmuşum gibi mi davransam yoksa sesi hiç kısmadan ''o kadar coolum ki kapıyı duymuyorum'' mu yapsam kararsızlığına tanıdığım süre, dönen sandalyemde üç tur atacak kadar oluyor genelde.Seçeneklerim arasına ''kapıyı açmak'' ruh halime ve pijama desenime göre değişiyor tabi.Bir de o zil sesinin kesilmesiyle duyduğum saçma vicdan azabı, işte buna henüz anlam veremedim.ardından tuhaf kaygılar bazen..
Farkında olmadığım kaygılar taşıyorum olmadık zamanlarda.kısmen içgüdüsel olsa da çoğunluğu üstümde oluşturulan paranoya kaynaklı bence.Şeker verilirse almamayı biliyorum mesela..ve daha pek çok muhtelif klişelere beynim benden habersiz tepki verebiliyor..o değil de bitirdiğim konuyla paylaştığım huyum oldukça uyuşmuyor,kusura bakmayın heyecanlandım uzun süredir bloguma giremiyordum..